Nebülizatörler Hakkında
Aerosol inhalasyon, çeşitli solunum hastalıklarını tedavi ederken akciğerlere farmasötik karışımların iletilmesi için tercih edilen bir yoldur.İlaçların, örneğin; Antibiyotikler, hormonlar, peptidler ve proteinler, gelişmesinde ve ilerlemesinde inhale yolu daha fazla önlem kazanmaktadır.
Ayrıca akciğerleri bir sistemik ilaç tedavisi yolu gibi kullanmada yükselen bir trend vardır. İnhale edilmiş insülin başarıyla uygulanmıştır ve diabet tedavisinde enjeksiyon yöntemine alternatif bir rutin olmaya varittir. Seçilen iletim cihazı, yüksek verimliliğe ulaşmak ve ilaç maddesinin ekonomik kullanımı için söz konusu ilaç formülasyonuyla uyumlu olmalıdır. İnhalasyon sistemini geliştirmek ve mükemmele eriştirmek için bir eczacı partner ile yakın bağlantıda çalışmak gerekmektedir.
Aerosol ilaç iletimi, sistemik sulanmayı ve istenmeyen yan etkileri en aza indirerek tedavinin direk etkin bölgede yönetilmesine olanak tanımaktadır. Semptomların çabuk atlatımı ve azalan sistemik yan etkilere bağlı pozitif tolerans, oral uygulama yöntemine kıyasla aerosal tedavinin temel avantajıdır.
İLETİM SİSTEMLERİ
Üç sistem genellikle aerosal ilaç tedavisinin iletimi için kullanılmaktadır:
Basınç ölçülü doz inhaler (pMDI’s)- ilaç itici bir gaz içinde ya ertelenmiş ya yok olmuştur ve basınç altında bir kaba doldurulmuştur. Ölçülmüş hacimde bir sıvıyı serbest bırakmak, ilacı inhalasyona uygun kuru aerosol partikül formunda bırakarak itici gazın yayılmasına ve hızla buharlaşmasına sebep olur.
Kuru toz inhaler (DPI’s)- Akciğerlere inhalasyon için küçük toz partiküller yayar. Hastaların inhalasyon akışı tarafından oluşturulan kemse kuvvetleri, çoğunlukla taşıyıcı parçalara yapışan ilaç partiküllerini ayırmada kullanılır.
Nebülizör- 2 tip medikal nebülizör vardır: İlaçları yüksek frekans ses dalgalarından aerosolize için gereken enerjiyi üreten jet ( kompresörlü ) nebülizör ve ultrasonik nebülizör.
Aerosolize edilen ilacın akciğerlerde çökelmesi farklı faktörler tarafından belirlenmektedir. Hastayla ilişkili ve ilaç/cihazla ilişkili. Hastanın kişisel akciğer anatomisi ve nefes manevraları, ilaç çökelmesi üzerindeki en temel etkendir. İlaç formülasyonunun etkileşimi kadar cihazın dizaynı ve kalitesininde önemli bir rolü vardır. Kesin parametreler partikül boyutları, iletim verimliliği ve iletim hızını içermektedir. Bir inhalasyon sistemi akciğerlere uyumlu bir aprtikül – boyut dağıtım yapmak zorundadır. İdeal olarak, aerosol zerrelerinin çapı 1 Mu ile 5 Mu aralığında olmalıdır (solunabilen miktar). Bu boyut aralığındaki partiküller öncelikle çevresel akciğer bölgelerindeki, bronkolit ve alveolitiste çökelmeyle biriktirecektir. Çökelme, aerosolün tedavi edici kullanımında birikimin temel mekanizmasıdır.
Jet Nebülizer
Jet nebülizerde gaz, yüksek basınç sisteminden Venturi olarak bilinen çok dar bir deliğin içinden geçmektedir. Venturide basınç düşmekte ve gaz hızı önde huni şekli oluşturarak fazlaca artmaktadır. Bu yüksek hızda dar bir sıvı besleme tüpünün sonundan ya da konsantrik besleme sisteminden bu noktada negatif bir basınç yaratarak geçmektedir. Basınçtaki bu düşüşün sonucunda sıvı, Bernoulli etkisiyle emilmekte ve ince bağların içine süzülmektedir. Daha sonra bağlar yüzeydeki gerilimin etkisiyle zerrelere çökmektedir. Bu birincil doğuş (atomizasyon) tipik olarak 15–500 µm çapında partiküller üretmektedir. Küçük partiküller solunabilirken veya yeniden nebülize için hazneye dönerek iç duvarlara inebilirken, büyük partiküller sedlere etki etmektedir. Sed tasarımının partiküllerin boyutu üzerinde kritik bir etkisi bulunmaktadır..
Konsantrik sıvı beslemeler, tekrarlanan nebulizasyonla biriken tıkanıklığı arta kalan ilaçla minimize etmektedir. Düzgün yapılmış bir plaka, uygulama sırasında hazneden sıvı akışı sürerken bazı nebülizerlerin yan yatmasına olanak vermektedir.
Farklı jet nebulizerler hava memesinin ve kılcal boru ağızlarının tasarımları, bunların birbirleriyle geometrik ilişkileri ve iç sedlerin belirlediği farklı ürün özelliklerine sahiptir. Mevcut bir tasarım için ürünün temel belirteci, süren gaz akışıdır.
Kompresörler
Gazı nebülizer haznesinden sevk etmek için kullanılan kompresörler, güç bakımından oldukça çeşitlidir ve bazıları oldukça yüksek serbest hava akımı yaratmaktadır. Ancak, nebülize haznelerinin akıma karşı bir dirençleri vardır ve bir nebülizer haznesini bir kompresöre bağlamak akımı epeyce yavaşlatacaktır. Farklı hazneler dirençleri bakımından oldukça çeşitlidir. Kompresörler arasında sağlıklı kıyaslamalar yapabilmek için, akım eklenen nebülizerle ölçümlenmeli ve nebülizerin çıkış noktasında ölçülmelidir. Bu dinamik akış'tır ve zerrelerin boyutlarını ve nebülize sürelerini belirlemede hassastır. Daha güçlü kompresörler daha dirençli nebülizerlerden daha yüksek akım yaratabilmektedir. Ne yazıkki bazı üreticiler çoğu zaman yalnızca kompresörün maksimum statik basıncına ve maksimum akımına dikkat çekmektedir- yani nebülizer haznesi olmaksızın. Bu değerler dinamik akışın yaklaşık iki katı olabileceği için kompresörün kapasitesi ile ilgili yanlış bir izlenim vermektedir.
Ultrasonik Nebülizerler
Ultrasonik nebülizer aerosol partikülleri üretmek için hızlı titreşimli piezoelektrik kristal kullanmaktadır. Kristalden gelen ultrasonik titreşimler, sabit dalgaların oluştuğu ilaç çözeltisinin yüzeyine geçmektedir. Zerreler bu dalgaların üzerinden aşıp aerosol gibi serbest kalmaktadır. Oluşan zerrelerin boyutları, akustik frekans gücünün üçte ikisiyle ters orantılıdır. Jet nebülizerler gibi, nebülizerdeki sedler büyük zerreleri ortadan kaldırmakta ve oluşan aerosolün büyük kısmı ilaç haznesine geri düşerek bunlar üzerinde etki etmektedir.
Ultrasonik nebülizerin daha yeni bir tasarımı piezoelektrik kristal titreşimini, dolaylı yoldan aerosol oluşturmak için kullanmaktadır. Kristaller besleme tüpünün etrafında, sıvıyı seramik göz (boyutu 4,6 µm) ile sıkıştıran peristaltik pompaya dönüştürerek, aerosol üreterek titreşmektedir.
Jet ve Ultrasonik Nebülizerlerin Karşılaştırması
Jet nebülizerler dünya çapında açık farkla en çok kullanılan nebülizer tipidir. Tasarımındaki avantajları verimliliklerini geliştirmiştir, böylelikle ultrasonik nebülizerlerde görülen yüksek hacimli çıktı ve kısa nebulizasyon süreleri artık önemli ayırıcı faktörler değildir. Mevcut ultrasonik nebülizerler, ilaç süspansiyonlarını verimli şekilde nebülize ediyor gibi görünmemektedir; ve yeni modeller üretilene kadar bu görevden kaçınmalıdırlar. Karmaşık molekülleri parçaladıkları iddiası tartışmalıdır. Ultrasonik nebülizerler genelde daha küçük ve sessizdirler ve bazı hastalar rutin bronkodilatör tedavisinde onları tercih edebilmektedir.